Kalp tam olarak olduğunuz halin içinde olduğunuzda bedeninizden yayılan harici bir manyetik alan oluşturmaktadır. Bu ne demek yani sizin wifi aracına dönüşmeniz diye benzetebiliriz. O an bulunduğunuz yerde ruh -zihin- beden olarak olmak yayın kalitenizi arttırmakta. (ışık hızından hızlı bir yayın) Bu yayın sizin içinde bulunduğunuz frekansa uygun başka frekanslarla bağlantı kurar. Bu bağlantı talebiniz, niyetinize uygun olan alanlarla iletişimde olur. Dileğinize yol alır. Kalbinizle odaklandığınızda tam olarak ruh zihin beden hizalanması gerçekleştiğinde tezahür ettirme, niyetinin olması, dileğinin gerçekleşmesi, frekansının yükselmesi siz ne olarak adlandırırsanız adlandırın olan budur. Sizin kalple hizalanmanız. Siz bir yerde kalbinizle bulunduğunuzda zihin de beden de onu takip eder.
Başka bakış açısı ile “emredildiğin gibi dosdoğru ol” ursun. Aklın başka kalbin başka söyleyip milyonlarca hücre kalbini dinlerken gidip zihin duvarına çarpmaktan uzak olma hali. Tüm zerren kalbinle uyumlu olma hali ile taleplerinin, isteklerinin yerine geldiğini görürsün. Yalnız bu kalbinle orada ol derken “kalple zihin arasında kalıp kalbi gelip geçici hevesle coşmak” harici bir kalp sesini ifade ediyorum. O kısık, arada sırada dinlediğin ama yapmadığında keşke dinleseydim dediği -o iç sesi- kalp sesini kastediyorum.
Lakin burada devreye giren bir şahitlik yasası vardır. Yaşama olumlu olumsuzun ötesinde, iyi kötünün ötesinde bakman. İnsan unutan olarak aslında deneyimlediği ama bu deneyimi niye yaşadığını hatırlamak üzere yazgı, kader(zaman-mekan), tekamül adına ne dersen de bir takım deneyimlerden geçiyor. Hayata bu deneyimler bütünü olarak baktığında iyi kötü değil seni senle buluşturan bir yolculuk.
İşte bu yolculukta hepimiz birbirimize beyindeki nöral ağ yapısı gibi sinyallerle bağlıyız. Yazının başında bahsettiğim wifi sistemini hatırlayalım. İşte burada seçim yasası devreye giriyor. Eğer sen ne düşündüğünün ne hissettiğinin yani tam olarak orda olmadığın halde yaydığın sinyal bütün gün senin izlediğin, duyduğun, inandırılmaya çalışıldığın konularda yayın yapar. Bu nedenle düşünce duyguna, neyi içinde büyüttüğüne, kimlerle nelerle bağlı olduğun sana senin farkına varamadığın çok sorumluluk veriyor. Sürekli endişe, korku , kaygıyı besledikçe dünyada bağlı olduğun enerji kanallarıyla diğerlerine de bunu aktarır ya da tam tersi onlardan bunu alırsın. Olumlu, pozitif, daha çözüm odaklı olduğund abağlı olduğun kanallara çözüm odaklılık pozitiflik aktarırsın. İlla pozitif ya da negatif mi olmalıyız. Burada en doğru cevap aşırılıktan sakınıp dengede olmak. Yani mümkün oldukça nötr kalırsak dengede olmayı nötr olarak ifade ediyorum. Nötr olarak kendi kalbinize odaklı olduğunuzda yepyeni ilham kapıları açılır.
Neticede elbette her şey olması gerektiği gibi olur ve olan en hayırlısı olduğu için olur. İşte seçim yasası senin nereyi beslemek istediğine ve kaderini senin çabana bağlı kılma halinin bir versiyonudur. Ya seçim yasasını kullanır olumlu olumsuz arasında gider gelirsin, ya da şahitlik yasasını seçer yeniliklere yelken açarsın.
Sence sen nereyi besliyorsun hayatta?

